20 Mart 2009 Cuma

in an ordinary day, the extraordinary way

iki gündür bir durgunluk var üstümde, mutsuzluk değil ama öyle, ki bugün yediğim dev milka çikolata bile çözüm olmadı halime. gerçi sabah hoplaya zıplaya neşe kelebeği modunda kalktım o ayrı.

şimdi gel gelelim durgunluk altyapısı oluşturabilecek olası sebeplerime: tunca; şu okuldaki muhtemelen en değerli insan; andaç almayacakmış, efenm neymiş zaten görüşmek istedikleriyle görüştüğünde onlar hakkında ne hissettiğini yüzlerine söylermiş, bir de andaça yazıp 7aleme duyurmanın ne mânâsı varmış: bu biiir.
 ikincisi; neymiş efenm ben hocaya yaranmak için öle demişmişim; çok pardon ama kimle karıştırıyorsunuz beni, ben mi hocaya yaranmaya çalışacak mışım? hangi sebeple acaba? sakın mezun olur olmaz başına kurulacağım, babamın bir şirketi olmadığı; tamamen kendi imkanlarımla, daha doğrusu alnımın teri, bileğimin hakkıyla söke söke okuduğum için olmasın?? mantıklı bulduğum, saygı duyduğum insanlardan böle bi tepkinin gelmesi en çok acıtan tarafıdır canımı. nasıl ki siz orada işinize gelen şeyi, düzeni değiştirmek pahasına savunuyorsanız, ben de gayet düzgün bulduğum düzeni korumak yönündeki yorumlarımı sesli bir şekilde ifade etme hakkına sahibim.

durgunluğumun bir başka sebebi yazılım sınıfımdaki çatlak gençlerin aralarında maç yapıp, yenilen tarafa aldırttıkları 7 kilo! baklavayı derse getirmeleri, bizim de burnumuzdan gelene kadar kutu kutu baklavaları yemiş olmamız, sonucunda da komaya girmiş olmamız olabilir, bilemiyorum :)

form'um 10 numaraymış korumam lazımmış, yüzme işi de yattı, bişey yapmalı.

mütevazilik abidesi, genious insan, akademik idolüm, kendimizi kendimize harcattırmayacağının mesajlarını verdi bugün ve dedi ki : "never settle for less than you deserve". 
i won't settle hocam, also i won't settle leila'cığım ;)

bir de zihnimde otoyollara yönelik öyle bir duygu var ki, maalesef karşı koyamıyorum ona, ve sevdiğim kadar da nefret ediyorum bütün otoyollardan, çünkü mesafeleri kısaltıp kavuşturdukları kadar da hızlı oluyor, biten yolların sonunda ayırmaları...

burkulan bir iç, her otoyollu sabahta;
beraber yenmek için saklanmış bir kutu çikolata, 
ve esra yollarda, çünkü ortaçgil bu gece burada... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder