29 Ağustos 2009 Cumartesi

the reason why

"bazen insan içinde bulunduğu zamanın sahte gerçekliğine kendini fazlaca kaptırıp resmin tümünü görmeyi unutuyor" diye ilk defa düşünmüyorum ama bu kadar kesin aydınlanma yaşayarak bu hissin içimde yükselmesi ikincidir. hayatta bazen, ama nadiren, büyük amaçlarla bir yola çıkılır. tüm o alakasız ufak tefek şeyler aslında bütünde o amaca hizmet eden önemli şeylerdir. hedef büyüdükçe uğraşacak ayrıntılar artar, yapılacak işler küçülür bazen, işler küçülüp basitleştikçe de hedefin zorluğu ve önemi akıllardan uçup gider.

ama tanrı vardır ve yarattığı kullarını sever; en azından beni çok sever, ben buna inanırım. ve bazen "reminder"lar gönderir. yoldan çıkana felaket, küçük hatalar yapana kendine dikkat et şeklinde.

bana da telefonlar gelir arada sırada, ne zaman ki elde ettiğim şey beni çok memnun eder, beklentilerimin üstüne çıkar, gözümü kamaştırır, ekranda yazan isim zihnimi bir anda aydınlatır. çünkü bazı şeyler bir amaç uğruna, küçük şeylere inattır.

28 Ağustos 2009 Cuma

sabanci



10 Ağustos 2009 Pazartesi

uykusuz bırakan duygular

"neden severiz sezen aksu'yu? çünkü tasvir edemedigimiz insanlara, asla anlatamadigimiz duygularimizi, sicak bir yaz günü sesimizdeki üzgün rengi, geceleri, sicaktan ve huzursuzluktan-aslinda kabuslardan kaçtigimizdan- uykusuz kalmisken, esen rüzgarin yüreklerimize nasil da iyi gelmedigini anlatir.
çok severiz sezen aksu'yu! ne sarki söylenen uzaktaki çocuklar, ne uykusuz birakan duygular kalmamisken, yine de o kekre tadi hissetmenizi saglar çünkü." #7217473 nolu entry

o uykusuz bırakan duygular, bizi bırakıp çekip gittiğinde, hâlâ yaşadığımıza kim inandıracak bizi?

6 Ağustos 2009 Perşembe

benim hayalim senin hayalin.

ben paylaşmayı severim, ekmek kırıntısı teorisine inanırım: paylaştıkça çoğalır. hayaller de öyle, sahiplenen sayısı arttıkça büyür, yücelir, gerçeğe daha da yaklaşır. desteklenmek de güzel tabi ama paylaşmak bambaşka.

benim çok uzun soluklu bir hayalim vardı: kendimi bildiğim günden, lise 2'ye kadar: astronot olmak. bu hayalimin peşini rasyonel olmak adına bıraktım, nitekim boyum 1.80'i aşmış, gözlerim 0.50 de olsa bozuk çıkmıştı, astronot olamayacaktım...
uzun süre başka peşinden koşacak hayal edinmedim kendime. üniversite ya da bölüm için çalışmadım hiçbir zaman, hep elimden gelenin en iyisini yapabilmekti amacım, kararı sonuçlar gelince verecektim. erasmusa gitmek uzun uzadıya planladığım birşey değildi; o an bi yerlere gitmeye ihtiyacım vardı, gittim. tango öğrenmek hayalim değildi, aksine ben dans edemem, erkek gibi kızım isimli başka bir teorim vardı, zamanla çürüdü.

ama şimdi gerçekleşmesi için önümde kendimden daha büyük bir engel olmayan yeni bir hayalim var, hayatımın belki de en gerçek hayali...

bilen biliyor herşeyi ne için göze aldığımı.

ha bi de anneme ödetmem travmam son bulacak akbank hesap açacak azar azar taksitle ödenecek. yani son tahlilde sabancı yeni yuvam gibi gözükür. hayırlara vesile ola.