17 Mart 2009 Salı

dinmiyor şu gönlümün kavuşmak endişesi

benim çok güzel, el yapımı koca bir seramik kase olduğumu düşün, ama henüz pişmemiş...
eğer gidip pişmezsem, görmem gerekenleri görmez, yaşamam gerekenleri yaşamazsam, ömrüm uzun olmaz. beni kullanmak istediğin anda eline yüzüne bulaşırım, yumuşar erir bozulur giderim...
e pişince rengimden, canlılığımdan, o ilk taptaze mis gibi kokan havamdan bişeyler kaybederim illahaki, daha kuru daha sert, daha soluk renkli olurum belki, ama sağlam dayanıklı ve daha faydalı bir hale gelirim. hem sonuçta istersen beni güzelce boyayıp binbir renge bürümek senin elinde, üstümü vernikledin mi bir de bozulmam artık ben senin ellerinde, ömürlük olurum hayatının en güzel yerinde, ta ki sen beni düşürüp param parça kırıp sonsuza kadar kaybedene kadar... ama beni yıpratmazsan, hor kullanmazsan, dikkatli davranırsan ne kırılırım, ne bozulurum, ne solarım artık; bir kere piştikten sonra...
işte bu yüzden canım, galiba gitmem lazım. 

22.56 16 mart stuttgart

4 yorum:

  1. stuttgart'ta böyle hislere bürünmek.. bravo ne diyim.

    illahaki değil, illa ki olcak bi de :) -kıl sinem- :D

    YanıtlaSil
  2. şimdi tekrar düşün beni
    ama bu sefer hayal et çoktan piştiğimi, sadece renklerim eksik beni gükkuşağı misali bürümeni beklediğimi ve al eline tekrar, dikkatsizce, özensizce, düşür kır beni, hisset parçalarımın senin ellerini kestiğini, kanadığında nasıl da inceden bir acı çekeceğini...

    YanıtlaSil
  3. bloga gönüllü editör olayım ben bari.(maaş vereyim dersen hayır demem :P)
    illa ki olacak, a'sı biraz uzun ama illaha değil, ki'si de ayrı.

    YanıtlaSil
  4. asıl sen para vermek istersen yorum yazmak için o benim kabulüm :) hahaha

    YanıtlaSil