bugün, yüzyıl gibi geçmiş olan 3 günlük hastalık dönemimin en güzel iki teklifini almış bulunmaktayım: ilki nyu polytechnic enstitüsünden, gel bizde devam et eğitimine, bak yurtlarımız yeni, yerimiz güzel manhattan'a 15 dk mesafedeyiz, burs filan da veririz hem de application deadline'ını mayısa kadar uzattık demiş maykıl bey mailinde. :) ikincisi ise daha yakın mesafede şehir içi bir aktiviteye daveti, gidilecek yerden çok davetin geldiği yer cana dokunacak cinsten, maalesef hastayım ve dışarı çıkamadığım için yastayım (kafiye olsun die, ehe) .
müzikalite olarak doom'a bir meğil gözlemlemekteyim kendimde son günlerde, "tam oturup ağlanası" şarkılar dinleyip duruyorum, ağlamaktan ziyade gayet ılık, tatlı ve yumuşak duygularla dolu bir huzur buluyorum. mesela candan'a fena sardım, ortaçgil'den zaten vazgeçemiorum, araya biraz jazzanova, sophie barker, saturnine, sia filan da karıştırıyorum güzel oluyor.
geçen sene bu zamanlar üstümde siyah yün elbisem, bermuda'da bayaz mugdan bira içiyordum galiba, güzel eller ilk defa terlerken... sadece...herşey çok güzeldi...
ayh şu yazı yazıldı bitti, benim içim daha da bi gitti, geçen sene bugün........
carlos libedinsky - el aire en mis manos
ich liebe dich
ohaaaaaaaaaa çok sevindim laaaaağğnn! :D sen ve ny! budur budur budur! :D
YanıtlaSilI wanna wake up in a city which doesn't sleep
YanıtlaSilnew york new york!
I don't like cities but I like new york
YanıtlaSilother places make me feel like a dork
los angeles is for people who sleep
paris and london,
baby you can keep
küçücük bir kıs çocuuu, newyork'da tek başına naapar, görkemler, sinecanlar, sizde nassııı vicdan vaar :]
YanıtlaSil