13 Haziran 2009 Cumartesi

bu bir veda mıdır sana?

öyle olmasa? olmaz mı... hani gerçek hayat şimdi başlıyor ya, herşey asıl şimdi gerçekten başlasa olmaz mı, ben tutamıyorum gözyaşlarımı içimde.

ne kadar güzel, o kadar zor... aslında buraya milyonlarca satır yazıp anlatmam lazım, sabahlara kadar oturup konuşmam lazım herşeyin tam olması için ama hepsi benim içimde kalıyor şimdi çıkaramıyorum, ölüp gitsem toprağa gömülse hepsi, inan çok yazık olacak çünkü içimdekiler o kadar güzel ki...

hayallerimin efendisi'yim galiba bugün, sadece hayel etmekteyim, sonra da onları efendi efendi izlemekte... oscarlık performans sergilemek değil benim asıl istediğim, hollywood yapımı olmasın lütfen benim hayatım, tiyatro olsun varsın bütçesi düşük, seyircisi az, saati absürt bir saat olsun gelmek istemesin herkes ama gerçek olsun; samimi, sıcak, iç içe, göz göze...

kahretsin ki gitmek hiç de o kadar kolay değil hiçbir zaman, gideni uğurlamak arkada birini bırakmaktan inan daha az acıtıyor insanın canını...

Ey daha çoook olan göreceğim o güzel günler! umarım bütün bunlara değersiniz çünkü sizi görmek uğruna siz hiç bilmeseniz de ben neleri neleri arkamda bırakıyorum... ölmek kadar doğal gerekli ve seçeneksiz bir şekilde...

...belki hiç sölemedim ama... ben hepinizi çok sevdim!

okulum!: seni çok sevdim, herkes sana gıcık kaptı, herşeyine bir kulp taktı, ben de çok kızdım sana yeri geldi belalar okudum "bok" dedim "böcekli bok", ama ben çok mutluydum senin içinde, sen benim dünyamdın, sabah erken uykusuz gözlerim akarken, akşam yorgunluktan ölmüş, suratım düşmüş hâlâ ders dinlerken, akşam 10larda pazar sabahları 8.30 sınavlara girerken, o sınavlardan çıkıp yapamadım o soruları kahretsin derken bile mutluydum ben senle.

izmir!: deniz kokan yârimdin, güneşi kocaman turuncu doğan... baharlarda hep mahvettin beni, ilk baharda alerjilerimi azdırdın, beni ilaçlara muhtaç bıraktın yaşamak için. son baharlarda iliklerime kadar ıslattın, ama seni izmir yapan da buydu ya hem güzel hem hırçın'dın. trafiğinle çok yordun beni ve o gelmeyen eski dökük 169larınla, bozuk kaldırımlarınla ve bir zamanlar körfez kokularınla... ama martıların vardı senin, sabah 7.20 vapurların, kendimi başka başka diyarlarda hissettiren yalnız yürüdüğüm sahillerin... gevrek dediğin simitlerin, kaynana sopası dediğin gevreklerin vardı, bir de atıp duran asfalyaların... ama hep yeşildin, hep iyot koktun, viyanada bile burnumda tüttü o kokun, gülen sıcak yüzün.

çaba!: ben çok sevdim seni, hiç anlamadığım bir şekilde yer ettin içime. ben hep anlamaya çalıştım seni, senden en çok nefret ettiğimde bile toz konduramadım, yapamadım. hep güçlü oldum sana karşı çünkü bu bir güç savaşıydı, umursamaz göründüm ama her detayına kadar umursadım, kızdım, kıskandım, paylaşamadım, bıraktım, vazgeçtim, tekrar istedim, sevdim, özledim, kinlendim, nefret bile ettim, inat ettim, kırdım , yıprattım bilerek ya da bilmeyerek.. bazen oynadım bazen kendimin bile şaşacağı kadar kendim oldum, bütün maskelerimi kılıflarımı kaldırıp atıp bir kenera... en büyük mutluluklkarı da en büyük hüzünleri de sen yaşattın bana, bi çok hissi ilk defa tattım senle ama sen bunları hiç anlamadın, hiç görmedin, hiç bilmedin... düşüp dizini sıyırmış etrafında tutup kaldıran kimse bulamayınca oturup kendi kendine acısını emen küçük bir çocuktum ben sana geldiğimde yüzümde olgun insan maskesiyle... belki de bunun için oldu herşey. belki zaman, belki mekan, belki de ben yanlıştım, ama yanlış bir tekti, doğrular birçok...

tunca!: sen benim izmirdeki kardeşimdin, hep çok özeldin hep öyle kalacaksın, nasıl böyle olduk sorsalar anlatamam ama seni kırıp üstüne gülüşlerim bile sanma ki içimi acıtmaz, ben böyleyim be güzelim, anlatmaya gerek yok kendimi sana, seni sana, beni bana... diğer hepsi biryana sen biryana bu okulda... çünkü o en dipte olduğum günlerde bile sen çektin hep beni yukarı sen bunu bilmesen de... sana veda etmiyorum bugün burada, çünkü böle birşeyin olacağına inanmıyorum hiçbirzaman. sen nereye ben oraya... lütfen mantıklı kararlar ver, sürükleme beni peşinden oraya buraya :D

işte böyle neşe küpüm, bugün 12 haziran, 2009, cuma... bir devir bitiyor, yenisi...?...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder