8 Ocak 2010 Cuma

upgraded lifes

içinde yaşarken hiç bitmeyecekmiş gibi duran ama dönüp bakınca "ay ne ara geçti" dediğim bir final haftası daha geride kaldı. bu zaman zarfında gün mahfumumu kaybettiğim için haliyle blog filan da yazamadım. ama bu süreçten tahmin ettiğim kadar çok nefret etmedim, sabah 3de gidip kaşarlı tost arasına mısır marul koydurmak, ya da bir kutu limonatayla adana dürüm yemek belli bir yaştan sonra pek de ilgi çekici olacak şeyler değildir heralde :) Bu hafta o kadar çok güzel yemek yedim ki konu hakkında geniiş bir yazıyı live to eat'e göndermeyi planlıyorum. gerçi o hep unutulmuş, hep üvey evlat.. ama yeri ayrı gönüllerde :)

dün telefondaki n'aber sorusuna hiç düşünmeden"büyük hayalimi yaşıyorum" diye cevap verdim. e nitekim her öğrencinin büyük bir hayali olmalı, benimkisi de, sınavdan sonra eve gidip koltuğa yayılıp tv izlemek.

öyle yorgundum ki, dik konuma getirilip kemerleri bağlanmış exit cam kenarı'mda saniyesinde uyuyakaldım. masada oturup bi kaç lokma yedikten sonra annemin yüzüne bakıp "ee şimdi ne çalışacağız" dediğimi hatırlıyorum; kesinlikle sınav döneminde çok çalışmaktan değil tabii, uykusuzluktan.

malum ben ne zaman yola gitsem, yoldan gelsem emotional jet-lag yaşar; hissedecek, yazıp söyleyecek çok söz bulurum. bu seferki hissim sıçtım mavisini görmekle ilgiliydi. sanırım benim sıçtım mavisi tonum sabancı diplomamdaki olacak çünkü bundan sonraki hayatımın bu kadar f.king fancy olabileceğini düşünmüyorum. öğrenciliğin neden bu kadar güzel olduğu konusundaki felsefik girişimim devam edecek... :)

ya yazık günah değil mi, insan 2 sene üstüste son sınıf psikolojisi mi yaşar? ev hayatının sürekliliği fikri beni o kadar boğuyor ki anlatamam. evler misafir olmak için çok güzel yerler ama yaşamak fikri... bilemiyorum, çok düşündürücü.

*bu arada MR çektirmek de o kadar korkunç bişi değilmiş. ayrıca ortam çok sıcak, sadece biraz baş ağrıyıyor; that's all.
*annem dün yemekte ne konuştuğumu anlamadı, ben mi duymuyorum yoksa sen mi çok yorgunsun dedi, bozulan türkçemi tescilledi.
*kardeşimle 3 bölüm heroes patlatmışız üstüste tadından yenmiyor.
*haftasonu bir an için, öğrenci olmayıp 5 gün aynı yolu işe doğru gidip eve doğru gelenleri kıskandım.evet ben.
*sabihagökçen'den van'a direk uçuş varmış, gitsek mi ne?
*stajımı ayarlamam lazım bilogcum. aranık mart stajı diye ilan mı versem :))
*emanuel'in ünlü geburtstag get together'ı vardı bugün. bana tabii ki yine davetiye yolladı. seneye gitsem iyi olur nitekim o da taşınabilir viyanadan.

*istanbula kar yağdı demiş miydim?

3 yorum:

  1. çok özledim seni, ikinci dönem gel yine :(

    YanıtlaSil
  2. get togetheeer.... Yaşa emanuel =))

    YanıtlaSil
  3. @sine'm : babe şubattan marta uygun bi ara istanbula bekliyorum, siz gelin bu sefer ;)
    @ burak: ha-ha ben blogumu okumadığını düşünerek sana kişisel post yazıp mail atmıştım... madem sen de okuyorsun bundan sonra halka karışıp buradan takip edersin toruk maktum :)

    YanıtlaSil