7 Şubat 2009 Cumartesi

ve zaman boşlukta bir sonsuzluksa..

heralde neşeküpü de olmasa neredeyim, ne yaptım, neler oluyor, zamansal algımı tümden kaybediciğiim. günde 5 kez gelen piyasa son durumu mesajları ile 3 günlük hava durumu tahmini raporları bile beni keep-in-date(yok böle bişi ben uydurdum şimdi) tutmaya yetmiyor. finallerin sonu olan, benim de sonumun kale direğinin köşesi olan, top misali döndüğüm, o süreçten sonra şimdi hesapladım, bir haftadır evdeymişim! omg.
zaman bu kadar hesapsızca akıp giderken oyunun başrolü sevgili mutfaktır! hele ki birde tartım bu sabah 'esraaaa! 5 kilo vermişsin' diyince, zannedersem gece 1de mutfaktan çıkabilmiş olmam süpriz değildir! ha yok yanlış anlaşılmasın: kırdım, kestim, çırptım, karıştırdım, haşladım, kızarttım, yoğurdum, pişirdim, sarıp fırınladım filan... evet şu son 3 günde aşure yaptım, baharatı eksik thai yemekleri pişirdim(malum yeni iyileştim), yaprak sardım, erişte kestim, karnıbahar kızarttım, bulaşık makinesi yerleştirdim-boşalttım, buzdolabını temizledim, tabakların yerini değiştirdim vs. vs. uzun lafın kısası mutfak delisi oldum; biri beni durdursun yaaa!! şikayetçiden ziyade çok mutluyum bağımlılık yapicak diye ödüm kopuyor.
bağımlılık demişken, viyanadan önce bırakmıştım, uzunca bir süredir de temizdim, ama artık dayanamadım ve emrenin de gazıyla düşünmeden bir hamlede raftan alıp sepete attım kasada ödedikten sonra poşete bile koymadan direk çantama attım, akşam gelip uzun uzun mutlu dakikalar yaşadım; evet bir kavanoz nutella aldım!
bu arada 6 aylık rutin check-up'larımdan birini yaptırdım -çok yaşlıyım ya :P- yüksek kolestrolüm kalmamış onun yerine maaşaallahım varmış ondan verdiler :)
kırdığım dişimi nihayet tamir ettirmeye başladım, önce devlet babadan "müstehaktır" diye onay filan aldım organize sanayinin içine bi müdürlük açmış orda 15 kişiye rapor imzalattım filan sonra düşündüm taşındım, babam zamanında çalışıp kuruşu kuruşuna dürüstçe bütün vergilerini, sigorta primlerini ödedi ya onun için bu kadar az!? uğraştım bi diş için dedim ve karar verdim, babana bile güvenmeyeceksin hele devlet babana hiç! neyse salı sabah 10da randevum var umarım annem hatırlatır :)

hmm başka neler oldu bi düşünelim bakalım:
tunca: kültür şokunda. 
talat amcam: sigaraya başlamış yeniden(dejavu), efsanelerin aslında masal olduğunu söledi tekrar bana, gözünü korkutmaya çalışacaklar yılma dedi, akademide kalmamı en çok isteyenlerden biri o ve eğer kalırsam en önemli sebebi. 
babam: benim idolüm, acayip uydurmasyon ama enfes yemekler pişirmesiyle, rakının yanına çay içmesiyle, kalkıp gidip şehirleri, ülkeleri gezip gelmesiyle. günübirlik ankaraya mobilya bakmaya gidip geldi üstüne bir de fırında patates dolması pişirdi. 
aaa! sevgili günlük yandalım tam istediğim gibi, hatta iyi de notlarla geçtim! ama asıl bomba bölüm derslerimdi, tekrar düştü içime o '90 altı alan hayvandır' hissi; hele ki ispanyolcadan bile 95 yapmışken, tutmayın beni bu son dönem!

çok mu yazdım ne :) 
son olarak, show tv'de wipeout: izlerken ölecektim gülmekten karnıma ağrılar girdi! cuma akşamları wipeout geceleri düzenlene!  
günün favori şarkısı gelsin içimde yükselen chillout'umsu coşku eşliğinde :Grzegorz Markowski ve Michał Urbaniak ikilisinden Wymyśliłem Ciebie
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder