3 Ocak 2009 Cumartesi

Do you ask yourself where am I now?


bazen hayallerin kendisi o kadar güzel oluyor ki, amaçlarından sapıp ulaşılması gereken, uğruna çalışılması, çaba ve güç sarfedilmesi gereken bir hedef olmaktan çıkıp o anın gerçekliğine dönüşüyor ve muhtemelen bunu geç farketmek sonradan çok can yakıyor, içinde bulunduğun anın hayal tadında geçmesi tabiki güzel :)

neşeküpü gibi bi günce olmasını diledim açarken ama ilk defa yorgun uyandım bugün onca zamandan sonra, ha bu beni mutsuz etti mi hayır, ama gerçek bu.

konu tango olunca hiç kendimden beklenmeyen laflar edebiliyorum, zaten duyanlar gözlerine kulaklarına hatta burunlarına bile inanamıyorlar: "erkekler tangoda herşey; siz varsanız biz de varız"  

hayatta herşey cluster modeli ile işlemeyebiliyormuş, zaman zaman waterfall modeli daha geçerliymiş, bugün bunu gördüm: helpdeskten mysql şifremi almadan saatlerce uğraşıp projemi localhostda tamamlamam hiç bir işe yaramıyormuş, nitekim o şifre olmadan yüklenmiyormuş.

yalan söyleyemiyor, kendi sırrımı kendime bile tutamıyormuşum. cahillik saadetmiş ve evet bazı soruların aslında cevabını bilmek istemesek de, aldığımız cevap beklediğimiz olmadığı için üzülsek de soruyormuşuz.
herşeye rağmen kendimi çok seviyorum ve galiba bu benim en büyük kusurum;
ha buarada kitaptaki artuk bey aslında gerçekten ismail hoca galiba, gerçek olamayacak kadar kötü :(

3 yorum:

  1. Gerçek olamayacak kadar kötü olan mı kötüdür yoksa gerçek olamayacak kadar kötü olduğu için mi kötüdür?

    YanıtlaSil
  2. bunu yazarken kitabın neresindeydim bilmiyorum ama kitapta akan hayata kendimi koyduğumda herşey o kadar acımasız ve kötü gözükmüştü ki...
    cevap "gerçek olamayacak kadar kötü olduğu için kötü" olsa gerek.

    YanıtlaSil