20 Mayıs 2009 Çarşamba

kanatları var bağrında, sırtında çanta yanında baytar mlb ile yollarda

baytar kardeşim, gençlik ve spor bayramı kutlamaları kapsamında izmirdeydi bu uzun haftasonu. kendisiyle kâh eğlenip güldük, kâh yorgunluktan süründük, ama mâlum olduğu üzre kendisi yurduna geri döndü bu akşam. onunla dolaşmak, sırtımda çanta, ayağımda beyaz nike'lar(o beyaz nike'lar ki avrupa'yı gördü) bana başka bir izmir hissi yaşattı. çünkü geçirdiğim zaman benim günlük izmirimin değil, başka bir esranın kardeşiyle turistlik ettiği bir şehrin zamanı gibi geldi. 

arkadaşlarını bu kadar düşünmesine kızdım biraz içimden ama o da geçti. şimdi geriye tatlı bir yorgunluk ve yatağıma kavuşmuş olmanın verdiği mutluluk kaldı. her seyahatte olduğu gibi hem kendimi hem de beraberimdekileri bir kez daha baştan tanıdım. mesela esra gerçekten de yerini yadırgayan biriymiş, annesigil misafirlikten erken kalkası bir çocukmuş, uykusu gelince kendi yatağı olmazsa huzursuzluk çıkarır, mızmız olurmuş...

okulun bitmesine 10 gün mü ne kaldı, o kadar az ki saymak dahi istemiyorum, çünkü bitmesin, hem burayı çok sevdiğim için, hem de biten her dönem ardından finalleri getirdiği için...
yarın muhtemelen kalmak üzere olduğum db dersi var, proje de yok daha ortada ama hiç gidesim yok sabahın o vaktinde o sıcak ıkış tıkış sınıfa, en iyisi mi ben gidip bi saçlarımı kestireyim, o kadar uzamışlar ki nereme koyacağımı bulamıyorum sıcaklayınca. ha bu arada birden çok ısındı ya bu hava gıcıklar oldum ben ya!

kardeşimle dövme yaptırdık, benimki bağrımda, perikızcığı, bele ince uzun bacakları, koccaman kanatları var. emre kartallar logosunu yaptırdı. amerikan futbolu takımlarına bağlılığını gösterdi aklınca, dedim olm daha kaç takımın olur, neymiş efenm ilk göz ağrısıymış, hem belki mezun olunca bi daha oynamazmış.

wolverine'i izledik, fena değildi ama çok da görsellik şöleni gibi geçmedi, bi de makinenin ampülü patladı en heycanlı yerinde mola vermek zorunda kaldık seyrimize ama bi an vardı ki --burası SpoileR!-- o herifin wolverine'in kafasına kurşun sıktığı hafızasını kaybetsin diye, sonra yere serilince bitane daha sıktığı sırf adinin teki olduğundan,--SpoileR bitti :)-- işte o an salonun en arkasından fırlasam da benim de ellerimden bıcaklar çıksai deşsem keşke o herifi dedim, boğazıma su kaçmış, nezle olmuşum gibi bi his saplandı, ama allahtan geçti :) bu arada benim sefkili balık terbiyecisi'mle ilk sinemammış bu senelerdir. yok artık dedim ama çok deşmedim, gitmişizdir ya, di mi?

bu post çok dağınık oldu ama dur dur bişi daha dicem : ben varyaa, havuza gittimm, çam ormanlarıyla kaplı vadinin eteğinde kocamaan olimpik havuz manzarası eşliğinde, ısıtılmış havuzda yüzüp termal jakuzide masaj yaptırdım kendime, yaaa :) hani bu da bana kısmet sana nispet heheh :))  

en iyisi mi ben hasret gidereyim ev kokan yorganımla, ne de olsa ev, benim "benim" dediğim yerdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder