6 Temmuz 2010 Salı

ne zaman çimler taze biçilir, ben kalkar giderim...

Başladığım yerde bitiriyorum yine; yine dolapların üstünden toz kalkacak bir bilemedin iki güne...

Sıcaktı, boş ve yalnızdı hayat; mevsim yine yazdı: burada başladı herşey. Bir hikaye yaşadık hep birlikte adına MiF dedik. Nerde birinin sesi çıkması gereken bir durum olduysa, akla gelen ilk isimdi benimkisi: "Esra demiştir" dendi hep, benim hiçbirşeyden haberim olmadan.

Çok değil daha dün, iki puanla şeref olamazsam ya diyordum; şimdiyse üstümde tek başınalık krallığına edeceğim vedanın telaşı. Zamanın ikiye bölünüp, hem hızla akıp geçtiği hem de hiç geçmediği; ama en sonunda biribirine converge edip ortada buluştuğu yerdeyim. Güneş bile batarken naz edip asılı kalıyor durduğu yerde. Çimlere bakmak sonsuzluk gibi, benim sonsuzluğum, ilk defa korkutmayan sonsuzluğum.

Gitmek istiyorum, tekrar tamamen kendimin yapacağım bir yere. Dönmelerden sıkıldım artık, yepyeni şeyler yüklenip, hiçbirşeyin değişmediği yere. Her adım, artık bir basamak, geriye dönüş olmayan...